İstihbarat çeşitleri ve 1.Osman Dönemi
Ancak bilgiler güvenilmez, çelişkili ve yanlış ta olabilir. Bana göre herhangi bir istihbarat kurumu da bu kavramlarla iç içedir. Yani çelişkili, şüpheli, tartışmalı ve güvenilmez. Herhangi bir istihbarat kurumuna kefil olmanın mümkün olmayacağı kanaatindeyim ancak bu konumuz dışında.
Kısacası istihbarat çalışmalarında elde edilmiş bilgi yanlışsa bu durum felaket bir sonuçta doğurabilir. Mesela 1915’te Çanakkale cephesinde yaşanan Osmanlı-Britanya kuvvetleri arasındaki çatışmalarda İngilizlerin başarısız sonuçlar almasının nedeni yanlış istihbarattır. Veya bir diğer enteresan örnek Nazilerden verilebilir. Nazi uçakları Londra’yı bomba yağmuruna tuttuğu saldırılar esnasında sebebini bilmedikleri bir şekilde ağır kayıplar yaşadılar. Hitler bunun sebebini anlayamamış yaşanan kayıplar devam ettiği için geri çekilmeye karar vermiştir. Halbuki sebebi Britanya’nın elinde radar sistemi olmasıdır. Nazilerin bu bilgiyi hiç bir zaman elde edememiş olması Nazilerin kaybetmesine, Britanya’nın bunu gizlemesi İngiliz ordusunun galibiyet yolunda önemli bir adım atmasına yardımcı olmuştur. Bu yüzden bilgi kavramı istihbarat kurumları için olmazsa olmazdır, aynen bilimin vazgeçilmezinin “bilgi” olduğu gibi.
İç ve dış savaşlarla kana bulanmış insanlık tarihinde de her devlet kendi çıkarları doğrultusunda istihbarat çalışmaları yapmış, kendi bakış açısına göre iç ve dış asayişi sağlama amacıyla operasyonlara girişmiş, hatta savaşlar yapmış ve her türlü istihbarat yönteminin kullanılmasını meşru görmüştür. Şimdi Osmanlı dönemindeki istihbarat faaliyetlerine biraz göz atalım.
Bu konuda doğal olarak kaynak azlığı olduğu için genel bir tablo çizmesi için Osmanlı da üç temel istihbarat biçiminin olduğunu belirtmek gerekir.
Başlıklarında da anlayacağınız üzere gönüllü olarak Osmanlı tebaasından bireylerin yaptığı faaliyetler gönüllü casusluk, devletten resmi maaş alarak çalışan casusluk faaliyetlerine ücretli casusluk, düşman hakkında bilgi alınması açısından önemli olan savaş esirlerinden elde edilen bilgilere dil alma yöntemi ve tüccar ve gezginler aracılığı ile yapılan faaliyetlere ise tüccar ve gezginler adları takılmıştır. Tabi ki bu yöntemlere tarih içinde hayvan eğitimi de karışmıştır. Mesela beyaz güvercinlerin ve farelerin de bilgi götürüp getirmek için eğitildiği ve kullanıldığı bilinmektedir. Benzer şekilde doğal yöntemler de kullanılmıştır. Mesela ateş yakarak dumanıyla haberleşme tarihte kullanılan istihbarat yöntemlerinden biri olmuştur.
Osmanlı döneminden istihbarat çalışmalarına kronolojik olarak örnekler vermeye çalışalım.
Osmanlı İmparatorluğunun ilk padişahı olan Osman Bey, Bilecik kalesini fethetmek için Bilecik tekfurunun düğününü kale dışında yapmasını önermiş, tekfur teklifi kabul ettikten sonra emanetlerini kaleye bırakması gerektiğini belirterek adamlarını keçelere sararak kaleye sokmuş ve Bilecik kalesini ele geçirmiştir. Aynı şekilde Osman Bey, İznik’i almak için casuslar kullanmış durumdan haberdar edilen İstanbul tekfuru karşı hamle yaparak Osman Bey’e pusu kurmuş ancak Osmanlı casusları bu bilgiyi öğrenir öğrenmez kendilerine saldıracak ordulara pusu kurularak savaş kazanılmış ve İznik alınmıştır. (1)
1.Orhan ve 1.Murad Dönemi
Osmanlı dönemindeki istihbarat çeşitleri ve faaliyetlerine dair ilginç bilgileri paylaşmaya devam edelim. Osmanlı devleti tarihinde hem şeyhülislam kimliği ile hem de şair, edebiyatçı ve tarihçi gibi bilimsel kimliği ile tanınan İbn-i Kemal’in (1468-1536) aktarımına göre devletin ikinci padişahı I.Orhan (1281-1362) döneminde (1326-1259) de casusluk faaliyetleri aktifti. Hatta düşman orduların içerisinde çok sayıda casus katan Gazi Bey, onlar aracılığı ile topladığı bilgilerle karşı cephedeki orduların yapacağı hamlelere göre hareket ediyordu.
İstanbul Tekfuru İznik’i korumak için bölgeye bir ordu göndermeye karar verdiğinde bu haberi casusları aracılığı ile öğrenen Gazi Bey, Şehzade Süleyman’ı kendi ordularının başına atayarak İznik’e göndermiştir. Buna ek olarak Rumeli’ye geçiş fikrini Şehzade Süleyman, Ece Bey ve Gazi Fazıl Bey’e söyledikten sonra bir gece iki bey karşı kıyıya salla geçerek bir düşman askerini alıkoymuşlardır. Şehzade Süleyman’ın “Dil Alma” yöntemi ile bilgi aldığı anlaşılan bu hadise sonucunda alıkoyulan düşman askerinin verdiği bilgiler ışığında Çimpi kalesi gece yarısı düzenlenen gizli bir operasyon sonucunda el değiştirmiştir.
I.Murad devrinde de özellikle Balkanlar tarafına yapılan seferlerde casusluk faaliyetlerinde bulunulduğu tarihin tozlu raflarındaki kroniklerde de sabittir. Bilinen bir örnek vermek gerekirse özellikle Edirne’nin alınışı esnasında Dimetoka kalesinin bu seferde kilit bir öneme sahip olduğu açıktı. Sefer ile sorumlu olan komutan Hacı İlbey, Dimetoka’yı gözetlemesi için bir casus kullanmış, Dimetoka Tekfurunun kaleden ayrıldığını öğrendiği gün bu kritik haberi Hacı İlbey’e iletmiş ve savunmasız halde olan kalenin ani bir saldırı sonucunda alınmasına sebep olmuştur. (2)
2-) EROĞLU, Haldun. (2003). Klasik Dönemde Osmanlı Devletinin İstihbarat Stratejileri. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları.s.22-23.