Kardinaller yeni Papa’ya biat etmeden önce testislerini iyice bir kontrol ederler…
Kardinaller yeni papalarını seçtiler. Her Papa seçiminde seçim ile ilgili ayrıntılar defalarca yazılıp çizilir ama kardinallerin yeni Papa’yı belirledikten sonra yaptıkları ilk işin ne olduğundan hiç bahsedilmez. Bu iş, asırlardır devam eden söylentilere bakılırsa, yeni Papa’yı alt kısmı delik bir sandalyeye oturtup testislerinin olup olmadığını kontrol etmektir.
Kardinallerin yeni Papa’yı nasıl seçeceklerinden ve oylarını atacakları fildişi sandıklardan tutun seçimin neticesini duyurmak için Sistine Kilisesi’nin bacasından çıkacak dumana renk vermek maksadıyla hangi kimyasal maddeleri kullanacaklarına kadar dünya kadar ayrıntı gazetelerde günlerce yazıldı…
Hiçbiri açıkça anlatmadı
Bu ayrıntılar zaten her Papa seçiminde gündeme gelir, defalarca yazılıp çizilir, hattâ yeni Papa’nın belirlenmesinden sonraki ilk âyinin teferruatına kadar hemen herşey anlatılır ama seçimden sonra yapılacak olan ilk iş hakkında hiç konuşulmaz…
Vatikan’ın da, kırmızı cüppeli ve külâhlı kardinallerin de, Katolik âlimlerin de yapılan bu ilk işten pek bahsetmemeleri aslında normaldir, zira anlatmaya kalktıkları takdirde tebessümden de öte kahkahalarla karşılanmaları ve papalık makamının ciddiyetinin ortadan kalkması ihtimali kesindir.
“Sarkan mükemmel testisler”
Yaşlı başlı kardinaller yeni Papa’yı seçtikten sonra ilk iş olarak ne mi yaparlar? Söylenenlere bakılırsa adamcağıza sade bir cüppe giydirir, alt kısmı delik bir sandalyeye oturtur ve aşağıdan sandalyenin deliğine doğru elini uzatan biri, Papa’nın testislerinin olup olmadığını kontrol eder ve kardinaller yeni Papa’nın kadın değil, erkek olduğu konusunda böylece emin olurlar!
Muayeneyi tamamlayıp Papa hazretlerinin testislere sahip bulunduğuna emin olan muayeneci, ardından asırlardan buyana tekrarlanan Latince “Testiculos habet et bene pendentes” yahut “Duo testis bene benedata!”yani “Sarkan iki adet mükemmel testisi var!”cümlesini haykırarak Aziz Petrus’un vekilinin erkek olduğunu cümle âleme müjdeler!
Yaşını başını almış kardinallerin Papa’nın çok çok özel bir organını merak edip kurcalamalarını tuhaf mı buldunuz?
“The Borgias” dizisinde Papa Altıncı Alexander’ı oynayan Jeremy Irons’un testis muayenesi. |
Papa, ayinde doğuruverdi
Hiç öyle düşünmeyin, adamcağızlar böyle işler etmekte haklıdırlar… Bundan tââ 1160 sene önce, 853 yılında Joan adında bir kadını erkek zannederek “Sekizinci John” unvanıyla Papa seçmişler ama kadın birkaç ay sonra bir âyinin ortasında birden doğuruverince allak bullak oldukları için aynı hatayı bir daha yapmamak için yeni papanın cinsiyeti konusunda kendilerini garantiye almak istemiş ve “sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” misâli bu testis muayenesi âdetini getirmişlerdir. Vatikan, kadın papa konusu ile yeni seçilen papanın testislerinin kontrolden geçirilmesini sonasırlarda hep yalanladı ama her iki mesele de eski yüzyıllarda kaleme alınmış olan tarih kitaplarında ayrıntılıları ile anlatılıyor.
Joan’ın macerasını, aşağıda okuyabilirsiniz…
Kardinaller, âyinde doğuran kadın Papa’yı parça parça ettiler
Joan, Almanya’da yaşayan bir İngiliz misyoner ailenin kızıydı….
Yakınları, onu “Gilberta” yahut “Jutta” diye de çağırıyorlardı. 12 yaşına geldiğinde erkek elbiseleri giyiyor ve erkek çocuk gibi davranıyordu. Atina’da din ve felsefe öğrendikten sonra Roma’ya gitmiş, ne yaptıysa yapmış, 853’te ölen Dördüncü Leo’dan sonra kendisini Papa seçtirmeyi başarmış, “Sekizinci John” adını almış ve iki sene beş ay dört gün boyunca Papalık tahtında oturmuştu.
Kadın Papa’nın, gelişi gibi gidişi de tuhaf oldu. Hizmetkârlarından biriyle ilişkisi vardı ve hamile kalmıştı. Hamileliğini dokuz ay boyunca gizlemeyi başardı ama doğum zamanı yaklaşıyordu ve 855 yılında Aziz Petrus Kilisesi’nin dışında kortej halinde yapılan bir âyin sırasında, sokakta doğuruverdi! Kardinaller hem Joan’ı hem de yeni doğmuş çocuğunu hemen oracıkta taşlayıp öldürdüler.
Joan’ı öldürdükleri yere gömdükten sonra üzerine mermer bir plaket koyup plaketin hemen yanıbaşına da bir anne ile çocuğunu gösteren bir de heykel dikildi. Asırlar boyunca duran plaket ve heykel, Joan’dan geriye bir iz kalmaması için 16. yüzyılın sonlarında Papa Beşinci Pius’un emriyle kırdırıldı ve kadın papanın ismi papalar listesinden de silindi.
Ama, Joan’dan 17 sene sonra papa seçilen ve”John” adını almak isteyen bir başka Papa,”Dokuzuncu John” olduğu takdirde sekizincisinin adı listelerden çıkartıldığı ve dolayısıyla da “John”ların sıralamasında eksiklik görüleceği için Vatikan’ın yüzkarası sayılan kadın papanın adının başındaki sayıyı almak zorunda kaldı, “Sekizinci John” oldu ve böylelikle sıralamanın da namusu kurtarıldı!
Bir ortaçağ gravüründe kadın Papa Joan’ın öldürülmesi. |
Vatikan, Joan’ın unutulması için elinden geleni yaptı fakat bazı kilise mensuplarının hadiseyi tarihlere kaydetmelerine bir türlü mâni olamadı. Joan’ın macerasını, önce 11. asırda yaşayan Martinus Scotus adında bir rahip yazdı. Martinus’u 12. asır kilise tarihçisi Gemiorslu Siegebert takip etti, ondan bir yüzyıl sonra yaşamış olan tarihçi Martinus Polonus da “Cronikon Pontificum en Imperatum” yani “Papaların ve İmparatorların Tarihi” isimli eserinde hadisenin bütün ayrıntılarını anlattı. Joan, daha sonra romanlara ve filmlere kadar konu oldu.
Kadın Papa Joan’ı konu alan ve 2009’da çevrilen filmde Joan’ı Johanna Wokalek oynamıştı. |
Yeni seçilen papanın testis muayenesine, Vatikan’da yaşanan işte bu Joan macerasından sonra başlandı. Papa, eski dönemlerde seçimden hemen sonra altında yuvarlak bir delik bulunan bir tahtırevana oturtulur, omuzlar üzerine alınan tahtırevanla Roma caddelerinde dolaştırılırken kardinallerden biri elini delikten yukarıya uzatır ve Papa’nın bir tarafını kontrol ederdi. 16. asırdan sonra yeni seçilen Papa’nın kortejle caddelerde dolaştırılmasından vazgeçilince de, kontrol işi kilisede yapılır oldu.
Testis muayenesi, iddiaya göre bu koltukta yapılıyor. |
Papa evlenmez ve çoluk-çocuk sahibi olmaz diye kim demiş?
Modern çağların papaları bekâret yemini etmiş ve kadınlarla hiçbir şekilde ilişki kurmamış ve gençliklerini dünya nimetlerinden el-etek çekerek geçirmiş kişilerdir ama papalık tarihi bunun tam aksi örneklerle doludur.
Siyasetle uğraşan, iktidar için oluk gibi kan döken ve hatta bize karşı Haçlı Seferleri’ni bile başlatan papaların yanısıra Katolik doktrini uyarınca kadınlarla ilişkiye girmeleri yasak olmasına rağmen aşklarıyla ve gayrımeşru çocuklarıyla tarihe geçmiş papalar da vardır.
İşte, bu papalardan bazıları:
* Üçüncü Sergius 904’te Papa oldu ve yedi yıl tahtta kaldı. Papa’nın Marozia adında 16-17 yaşlarında bir sevgilisi ve bu sevgilisinden de gayrımeşru bir oğlu vardı. Marozia’nın annesi Theodora, sevgilisini 914 yılında “10. Jean” unvanıyla Papa seçtirmeyi başardı; Sergius’un gayrımeşru oğlu da 931’de “11. John” olarak papalık tahtına oturdu.
* Sergius’un gayrımeşru oğlu 11. John, Papa olduğunda henüz 18 yaşındaydı. Sekiz yıl devam eden papalığı sırasında babasının metresiyle aşk yaşadı, yeğenleriyle ilişkiye girdi ve kendisini eleştiren bir papaz yamağının cinsel organını kestirdi. 963 Kasım’ında Roma’daki Aziz Petrus Kilisesi’nde biraraya gelen 50 kadar kardinal, Papa’yı kutsal kavramlara saygısızlıkla, makamını satın almakla, yalan yere yemin etmekle, cinayetle ve zina ile suçlayıp azlettiler.
* Sekizinci Innocent 1484’te Papa seçildiğinde biri kız, diğeri erkek iki gayrımeşru çocuğun babasıydı. Innocent’in 1492’de yerini alan ve Borjia ailesinin mensubu olan Altıncı Alexanderise dört çocuk babasıydı ve dünya cinayet tarihinde çok önemli bir mevki edinmiş olan Sezar ile Lükres Borjiya, Alexander’ın çocuklarından sadece ikisiydi.