Sabiha Derviş Sertel (1895 – 2 Eylül 1968), gazeteci, yazar. Gazeteciliği meslek olarak benimsemiş ilk Türk kadın yazardır. Türkiye’de feminizmin öncüleri arasında sayılır. Sol görüşlü bir yazardır. Türk basın tarihinde önemli bir isim olan Zekeriya Sertel’in eşidir.
Mehmet Zekeriya Sertel (d. 1890 – ö. 11 Mart 1980) Türk gazeteci ve yayıncı.
Türk basın tarihinin önde gelen isimlerinden birisidir. Cumhuriyet öncesinde Selanik’te başlayan gazetecilik yaşamına, cumhuriyet devrinde Cumhuriyet gazetesinin kurucularından birisi olarak devam etmiş; devrin en önemli dergilerinden birisi olan Resimli Ay’ı yayımlamış ve bu dergi aracılığıyla Nazım Hikmet’i Türk okurlarla buluşturmuştur. Ülkenin ilk ansiklopedisi olan Hayat Ansiklopedisi’ni hazırlayan, II. Dünya Savaşı yıllarında yüksek tirajlı ve faşizm karşıtı bir gazete olan Tan Gazetesi’ni çıkaran kişidir. İlk Türk kadın gazetecilerden Sabiha Sertel (Derviş)’in eşidir.
Yıldız Sertel (d. 1923 ö. 17 Aralık 2009)
Bir dönme (sabetaycı) kızın düğünü
Zekeriya Sertel, 1910’da Selânik’te Yeni Felsefe dergisini çıkarırken, mektupla yazı gönderen kızlardan biri ile alâkadar olur. 1913’te Paris’e tahsil için gittiğinde, oradan bu kıza mektup yazar, fakat cevap alamaz. 1914’te İstanbul’a döndükten sonra, bu sefer kız ona haber gönderir. “Anne Hanım” dedikleri aracı kadının vasıtalığı ile anlaşırlar. Fakat anlaştığı kız bir Dönme kızıdır. Bu yüzden İttihad ve Terakki erkânı onlarla ilgilenir, bu evliliği Türk-Dönme birleşmesine bir misal yapmak isterler. 1968’de Hatırladıklarım adıyla hatıralarını yayınlayan Sertel, nasıl evlendiğini de anlatır. Bu kitaptan konumuzla ilgili birkaç satır (s. 58-62):
“Bizim Anne Hanım gidip kıza müjdelemiş, o da ağabeylerine açılmış, benimle evlenmeye razı olduğunu bildirmiş. Günün birinde telefon çaldı:
– Ben avukat Celâl Derviş, sizinle görüşmek istiyorum.
Celâl Derviş, kızın büyük ağabeyi idi. Dönmeler, Ortaçağ’da İspanya’daki engizisyon zulmünden kaçarak, Osmanlı İmpartorluğu’na sığınan ve Selanik’e yerleşen bir avuç Yahudi idi. Bunlar Osmanlı İmparatorluğu’na döndükten sonra Müslüman olmuşlardı. Dinlerini değiştirmekle beraber, Müslümanlığı da tam benimsemiş sayılmazlardı. Çevrelerinden de mukavemet görmüşlerdi, İslâmlığın hiçbir kuralına uymazlardı. Namaz kılmaz, oruç tutmaz, İslâmlarla ve Türklerle kaynaşmazlardı. Bir kast halinde yaşarlardı. Zeki, çalışkan,becerikli ve sevimli insanlardı. Fakat kendi kabukları içinde yaşar, Türk topluluğuna girmez, Türklerle kız alıp vermez, kendi dar varlıklarını öylece sürdürüp giderlerdi. Daha çok ticaretle uğraşırlardı. Bu sebeple Avrupa ile sıkı ilişkileri vardı. Bu durum, onların yaşadıkları üzerinde de etkisini gösteriyordu. Kazançları iyi, yaşama düzeyleri diğer topluluklarınkinden yüksekti.
Selanik’ten İstanbul’a göç ettikten sonra da çoğunlukla Nişantaşı ve Şişli semtlerine yerleşmiş, yine kendi topluluk hayatlarını kurmuşlardı. Çocuklarını da Türk okullarına vermemiş olmak için, “Fevziye Lisesi” ve “Şişli Terakki Lisesi” adında iki okul açmışlardı. Çocuklarını resmî okullara göndermezler, bu okullarda okuturlardı. İşte benim evlenmek istediğim kız, bu topluluğa mensuptu. Ailesi razı olursa, ilk kez bir Dönme kız bir Türk’le evlenecekti.
Benim bir Dönme kızı ile evlenmek üzere bulunduğumu “İttihat ve Terakki” genel merkez komitesine duyurmuşlar. Bir gün bu komitenin ünlü üyesi sayılan Dr. Nazım beni çağırdı. Tebrik etti. Yaptığım işin önemini bilip bilmediğimi sordu.
“- Sen belki farkında değilsin” dedi. “Fakat yüz yıllardan beri birbirine yan bakan iki toplumun birleşip kaynaşmasına yol açıyorsun. Dönmelik kastına ölüm yumruğu indiriyorsun. Biz bu olayı gereği gibi değerlendirmeli ve Türklerle “Dönme”lerin birleşmesini bu vesile ile kutlamalıyız. Bunu millî ve tarihî bir olay gibi değerlendirmek gerek.”
Nikâhımız, Şehzâdebaşı’nda Suphi Paşa Konağı’nda yapıldı.. Bizim nikâhımızda kız tarafının vekili zamanın başbakanı ve “İttihat ve Terakki’nin en nüfuzlu adamı Talât Paşa idi. Benim vekilliğimi de sonradan Atatürk’ün dışişleri bakanlığını yapan Tevfik Rüştü Aras üzerine almıştı. “İttihat ve Terakki’nin belli başlı kodamanları da nikâhta hazır bulunuyordu. Kız harem dairesinde, ben erkeklerin yanındaydım.
Talât Paşa gülerek ve şakalaşarak: “- Biz kızımızı bedava vermeyiz, bin lira isteriz,” dedi.
Bütün nikâh masraflarını İttihatçılar görmüşlerdi. [Bu bin lira için] bol keseden “Veririm” dedim. Ertesi gün bütün gazeteler bu haberi önemle verdiler. (Zekeriya Sertel, Hatırladıklarım, s. 58-62)
Zekeriya Sertel’in evlendiği “Dönme kızı”nın adı Sabiha’dır. “Sabiha Zekeriya Sertel” diye tanınır. Mütâreke ve Cumhuriyet devirlerinde kocası ile beraber, ayrıca incelenmesi gereken faaliyetleri vardır. 1945’te zamanın hükümetinin tahrik ettiği- gençler tarafından tahrip edilen komünist “Tan”gazetesini kurmuşlar, nihayet 1952’de Türkiye’den kaçmışlardır. Kadın 1968’de Bakü’de öldü. Orada yazdığı hatıraları 1969’da İstanbul’da yayınlandı (Roman Gibi, Ant Yayınları, 420 sayfa). Zekeriya Sertel ise 1980’de Paris’te öldü. Zekeriya Sertel’in hâtıraların devamında, “Dönmelik kastının bu evlenme ile yıkıldığına” ve “Dönmeliğin çıkışına” dair yazdıkları yanlıştır. Esasen kendisi bir “Dönme kızı”nı almış değildir. Dönmeler onu almışlardır. Çünkü dininden uzaklaşmış, yüksek tahsilli, asrîleşmiş, eli kalem tutan bir Türk genci, Dönmeler için fevkalâde bir “kısmet” idi.
Kaynaklar:
* Vikipedi, Sabiha Sertel maddesi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Sabiha_Sertel)
* Vikipedi, Zekeriya Sertel maddesi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Zekeriya_Sertel)
*Haber7, 17 Aralık 2009 tarihli, “Sertel Vakfı’nın kurucusu Yıldız Sertel vefat etti” başlıklı haberi
* M. Ertuğrul Düzdağ, Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler, Zvi-Geyik yayınları, Birinci baskı, Kasım 2002, syf. 306-309