19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Tarihi araştırmalarında gazeteler tartışılmaz bir öneme sahiptir. Zira olayların Osmanlı toplumunda meydana getirdiği tesiri ve kamuoyunu en net yansıtan bilgi ortamının gazeteler olduğu malumdur.
Elinizdeki eser de bu bağlamda değerlendirilmelidir. Hem Sultan Abduhamid dönemi hem de Jön Türk basınının en önemli gazetelerinin başında gelen Muhbir, birçok yönüyle Türk gazeteleri arasında öne çıkmıştır. Muhbir gazetesi Osmanlı basın tarihinin ilk özel gazetelerinden birisi olarak 1 Ocak 1867 – 27 Mayıs 1867 tarihleri arasında çıkarılmış olup, Ali Suavi’nin muhalif ve sert kalemiyle ün kazanmıştır. Gazete’nin en önemli özelliği, bazı çevreler tarafından Jön Türk gazetelerinin en eskisi olarak kabul edilmesinin yanında gerçek muhalif ilk Türk gazetesi niteliğine haiz olduğu iddiasıdır.
Dönemin önde gelen düşünce adamlarından Ali Suavi ile özdeşleşmiş olan Muhbir, karşıt kişi veya düşüncelere karşı çok sert bir muhalefet anlayışını benimsemiştir. Bu yönüyle siyasal eleştiri kültürümüze yeni bir boyut getirmiş olan Muhbir, yayımladığı özellikle ilmi, siyasi makaleler ve dış politikaya dair yorumları sayesinde, çok kısa hayatı içerisinde Osmanlı basınında referans bir figür haline gelmiştir. 32. sayısında yayımladığı bir makaleden dolayı, Muhbir gazetesi bir ay kapanmıştır.
Muhbir’in en dikkat çeken yönü ise kullanmış olduğu yazı dilinin o zamana kadar çıkan Osmanlı gazetelerinin hiçbirinde görülmemiş olan sadeliğidir. Elinizdeki eser. Muhbir gazetesinin Osmanlı basın tarihindeki önemini vurgulamanın yanında gazetenin tam koleksiyon çevirisini de sunmaktadır.
Sadece Gerçek editörü olarak; Tokat – Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tarih bölümü öğretim görevlisi olan sayın Necati Çavdar’ın, benim üniversiteden çok sevdiğim ve değer verdiğim bir hocam olduğunu sizlere belirtmek isterim. Kendisinin benim düşünce olarak olgunlaşma sürecimde, bana emeği ve yardımı çoktur. Bir kez daha buradan, bana kattıkları ve bu eseri bizlere kazandırması dolayısıyla, kendisine teşekkür eder, başarılarının devamını diler, ellerinden hürmetle öperim.
Mezuniyet törenimizden önce, hocamın odasına ziyaretimden bir kareyi sizinle paylaşmak istedim.
Ayrıca hocamın Muhbir’den önce çıkarmış olduğu diğer kitabı da sizlere tanıtmak isterim. O kitapta son Osmanlı Sadrazam’ı olan Ahmet Tevfik Paşa’nın hayatını anlatmaktadır. Kitabın adı ise; “Son Osmanlı Sadrazamı Ahmet Tevfik Paşa” bu kitabında tanıtım bültenini, müsaadenizle sizlerle paylaşmak isterim.
19.asrın başlarından başlayıp 20. asrın ilk dönemlerini kapsayan tarihi süreç sadece dünya tarihinin değil Türk tarihinin de dönüşüm sancılarının yaşandığı bir evre olmuştur. Bu süreç Osmanlı Devleti’nin siyasal ve iktisadi çöküşünü hızlandıran olayları da bünyesinde barındırmıştır. Bu çalışma tarihin doğal akışı içerisinde Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde meydana gelmiş olan büyük dönüşüm ve değişim sürecini üst idari makamlardan hakkal yakîn müşahede etmişbir devlet adamının gözüyle yakalamayı gaye edinmiştir. Araştırmamız; Hariciye Nezareti kâtipliğinden başlayarak Büyükelçilik, Hariciye Nazırlığı ve Sadrazamlık makamlarında bulunmuş olan Ahmet Tevfik Paşa’nın vazifeleri esnasındaki icraatını, değişen tarihi süreç içerisindeki rolünü ve şahsi hayatı hakkında bilinmeyenleri resmi vesikalar, hatıralar ve süreli yayınlar ışığında tarihî biyografi kaideleri ve metodu kapsamında aydınlatma iddiasındadır.
Kitapları temin etmek isteyenler, hocamın İnstagram hesabından ulaşarak, nereden temin edebileceklerini hocama sorabilirler.