Eski zamanlarda düşmanın harp gemilerini yakmak için kullanılan gemilere verilen isimdir. Bunlara; “ateş gemisi” ve “frogra cuvara” da denilirdi. Burlutalar da yapılışlarına göre birkaç çeşittir. Büyüklük yönüyle de başlıca iki sınıfa ayrılırdı. Bu sınıflardan biri âdeta “Uskuna” büyüklüğünde gemilerdi.
Uskuna nedir?
Uskuna. Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı olan iki direkli yelkenli gemilere uskuna denilmektedir.
Uskuna gemilerde ana direk görevi gören arka direk uzun, ön direk ise kısadır. Kabarosta arma, direğe dik açı yapan, seren ismi verilen yatay direkler üzerine açılan bir yelken düzenine sahiptir. Sübye armada ise, ana yelkenin ön yakası direk ve istralyalara sabitlenir, alt yaka flok yelkeni gibi bazı istisnalar dışında bir bumba ile açılır. Günümüzdeki teknelerin çoğu sübye armalıdır.
Teknik detayından ziyade, işin özeti iki veya üç adet ve üçgen şeklinde yelkeni bulunan gemilere verilen addır. Aşağıda numarandırılmış kısımlar ve o kısmın neresi olduğu yazmakta.
- Pruva
- Ön velena(iki direk arasına gerilen üçgen yelken)nın takip ettiği flok yelkeni
- (Ön) gabya yelkeni
- Ön yelken
- Ana gabya yelkeni
- Ana yelken
- Bumbanın sonu.
Burluta nedir?
Uskunayı detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştıktan sonra, Burluka nedir sorusunu, açıklamaya devam edelim. Burlutalar da Uskuna kadar büyük gemiler olsalar bile, onlar kadar sağlamlık gerektirmeyen, gayet hafif ve narin yapılı gemilerdi.
Kıç taraflarında iki büyük cankurtaran lumbarı* vardı. Bu gemilerin tekne, arma vesairesi ve ambarı iştial (alevlenme-patlama) kabiliyeti olan maddelerle doldurulurdu. Yakıcı maddelerle dolu olan işbu gemiler, düşman donanması üzerine sürülürdü. Gerilerinde birer sandal bulunurdu. Bu sandal, ateşlendikten sonra bırakılan gemideki taifenin kaçmalarını temin içindi. Becerikli ve cesur olan bu gemiciler lumbarlardan kendilerini denize atarlar ve yüzerek gerideki sandala çıkarlardı. Ancak bu gemilerin yakıldıktan sonra istenilen istikamete sevk ve yönlendirmesi zor olduğundan, açık denizlerde donanma aleyhine kullanılamayıp daha çok limanda demirli bulunan sefineler (gemiler) üzerine gönderilir ve nadiren sahillerde de kullanılırlardı.
Burlutaların diğer sınıfı âdeta şimdiki kik’ler biçiminde, fakat daha büyük ama büyüklüğüne nispetle çok hafif kayıklardı. Bunlar da ötekiler gibi kendileri yanmak üzere yapılmış, kürek çekmekte kuvveti ve gemicilikte becerisi olanların arasından seçilen fedailer tarafından yönetilir ve yönlendirilirlerdi. Bu gemicileri kurtarmak için arkalarından oldukça fazla sandal ve kayık gönderilirdi. Yakılması istenilen gemiye yaklaşınca yakılır, daha sonrasında gemi tayfası denize atlayarak canlarını kurtarırlardı.
Bunların bir takımları da yanan cinsten olmayan gemilerdi. Gerektiği kadar yakıcı maddeleri aldıktan sonra, düşman gemileri üzerine hücum ederler, yanlarına sokulabildikleri gemilere, özel aletlerle ateşlerini atarlardı. Bunlardan bazılarının baş taraflarında, kesintisiz bir şekilde ateş püskürten metal bir silindir bulunurdu. Bu müthiş aletle donanmış olan bir kayık, düşman gemisine sokulduğu zaman, gemiyi ateşe verinceye kadar oradan ayrılmazdı. Fakat bu ateş fışkırtıcı silahların, düşman gemisinde de bulunması durumunda, yakmaya gittikleri gemi tarafından, kendi gemilerinin de yandığı olaylar yaşanmıştır.
Ateş kayıkları, deniz içinde de sönmeyecek bir kısım yakıcı madde kullandıklarından, ahşap olan eski gemiler için çok tehlikeli sayılırlardı. Bu öldürücü silah, yakın vakitlere kadar deniz savaşlarında kullanılarak, birçok donanmanın mahvolmasına sebep olmuşsa da harp gemilerinin zırhlı ve çelikten üretimine başladıktan sonra, burlutaların önemi kaybolmuştur.
Bununla beraber bilim insanları, bu gemileri büsbütün kaderine terk etmek yerine, onları başka bir biçime dönüştüme üzerine çalışmışlar ve kullanılış tarzları göz önünde bulundurularak, deniz savaşlarında önemli bir yeri olan torpido ve torpido istimbotları’nı icat etmişlerdir. Torpido gemi üstüne ve yanlarına yerleştirilen bir nevi rokettir. Gelişten teknoloji ile birlikte, torpidolar deniz altından da gönderilmeye başlanmıştır. Hatta günümüz teknolojisinde, hedefe kilitlenen torpido füzeler sıkça kullanılmaktadır.
Bütün bunlardan ötürü torpidoların içindeki tahrip maddesi, özünde yanıcı kimyasal maddeler barındırması sebebiyle, burlutaların gelişmiş versiyonu olduğu gerçeğini bizlere sunar. Burlutalar, torpido botların icadına sebep olmuştur. Tıpkı burlutalar gibi ilk torpidobotlar da hafif ve hızlı hareket eden gemilerdi. İlk üretilen torpidobotları insanların yönlendirmesi ile ateşlenirken, sonraki süreçte kendiliğinden ateşlenen modelleri de geliştirildi.
Lumbar: Yelken gemilerinde top namlularının bordadan dışarıya çıkmaları için açılmış olan kare şeklindeki kısım.
Kaynak: Osmanlı Tarih Deyimleri ve Sözlüğü, Mehmet Zeki Pakalın, M.E.B. İstanbul 1983, 3. Baskı, Cilt: 1, Syf: 248