Batıniler ve Sufiler arasındaki farklar konusunu İbni Acibe eserinde çok güzel işlemiştir. Hem izahlı açıklamasını yapmış, hem de Batıniler ve sufiler arasındaki farkları net bir şekilde göstermiştir. Şimdi bu konudaki detayları sizlerle paylaşacağız.
Batıni ve Sufi farkları
Kur’an ayetlerindeki işaretleri anlamada tasavvuf büyükleri ile batıl bir fırka olan Bâtıniler arasında büyük farklar vardı. Bâtıniler, nastan (ayet ve hadisten) esas maksadın lafzın zahiri değil, onda gizli olan işaretin olduğunu ileri sürerek, Kur’an’ı bu anlayışla tevil etmişler, kendi bozuk fikirlerine göre İslâm’la hiçbir şekilde alakası olmayan hükümler ve inanç esasları ortaya çıkarmışlardır. Bâtıniler, ayet ve hadisin zahiri manasını kabul etmezler ve İslâm’ın namaz, oruç, zekât hac gibi hükümleriyle amel etmezler.
Onlara göre bütün mesele, bâtıni manadır. O mana da özel kimselerin anlayıp tespit edeceği bir şeydir. Onlara göre, bâtıni manayı bilenlerden bütün dinî yükümlülükler kalkar; haram helal diye bir şey kalmaz, her şey helal olur. Bunun için İslâm âlimleri, Bâtıniyye fırkasına ayrıca “İbâhiyye” ismini vermişledir.
Onlara göre abdest, bâtın ehli olan bir kimsenin bilgisizliğini bâtınî teviller ile gidermektir. Namaz, imama ve yardımcılarına itaat etmektir. Zekât, mezhep mensuplarına ilim dağıtmaktır. Hac, imamı ziyaret etmektir. Zina, sırları başkasına yaymaktır.(1) Bütün bunlar, dinin asıllarını tarif ve tefsir değil, tağyir ve tahrip etmektir. Bu görüşlerin hepsi bâtıl ve haramdır.