Din; ilahi emir ve yasakların, genel bir çerçevede yaşanmasına ve inanılmasına, verilen tanımdır. Ancak bu tanım eksiktir. Din kelimesinin bir manası da düzen demektir. Bu düzen; siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel birçok konuda bireyin ve toplumların hayatına belli bir düzen getirmenin de adıdır ayrıca.
Ahiret; öldükten sonra hesaba çekileceğimiz, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın karşılığının olduğu, insanları kötülükten alıkoymak için Allah’ın bildirdiği ve geri dönüşün olmadığı ebedi mekanımız.
Dünya; nefsin hoşuna giden şeylerle süslenmiş tuzaklarla dolu, imtihan yurdudur. Dünya hayatı nefsini terbiye edip dizginleyemeyenlerin, hayvandan beter bir hale büründüğü bir yer olabildiği gibi nefsini terbiye edenleri ulvi makamlara çıkartan, bir turnusol kağıdıdır adeta.
Nefis, ruh ile çekişme halinde olan, daima kötülüğü emreden, insanla birlikte yaşayan bir varlıktır. Nefsin gıdası, oburluk ve şehvettir. Bunları nefse fazlasıyla verirsen, ruhu hapseder ve insan kötü bir hale bürünür. Kelimelerin özü bu kadar. Şimdi geçelim yorumlara.
Din, dünya, ahiret, nefis kavramlarına geniş izahları
Din konusunda Yahudilik ve Hristiyanlık zaten rezil bir halde. Hahamların hepsini tanrı gibi gören, peygamberleri şehid eden, Talmud adlı rezil kitaplarıyla, Tevrat’ı da bozan, peygamberlere zina, hatta ensest iftirasını atan, ensest ilişkiyi öven bir dine dönmüştür Yahudilik. Hristiyanlık desen, teslis inancını ve haçı bile Yahudiler sokmuştur Hristiyanlığa. Kabaladaki sefirot inancının uyarlaması olan haç işareti, çeşitli pagan inançlarını da ekleyerek İseviliği bozup putperestliğe döndüren, yine Yahudilerdir.
Vatikan’ın ve Yahudi hahamların neler yaptıklarını, Hahamların servetlerini, Vatikan’ın uyuşturucu ticareti ve fuhuş sektöründeki payı, yine Vatikan’daki pedofili vakaları gören gençler bunlardan uzaklaştı. Burada ise devreye hak din olan İslam dini girdi. Ancak.
Şöyle bir söz vardır; “Peygamberler dinleri ortadan kaldırmak için gönderilmiştir.” Daha önce açıkladığımız gibi. Din tektir ancak dini bozan ve özünden ayıran ve tek hak din olan tevhid dinini bozan insanlar olmuştur. Tevhidi ise en kamil bir şekilde insanlara, İslam dini sunmuştur. Tevhid konusu hakkında detaylı bilgiyi şu linkten okuyabilirsiniz
Gelelim İslam dinine. İslam dini her çağa, her soruna cevabın içinde olduğu bir dindir. Bu da kıyamete kadar az bir zümre tarafından da olsa, bu din yaşayacak, kamil bir şekilde tekrar dünyaya hakim olacaktır. Ancak bu din başladığı gibi garip bir hale de döneceği hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. Tabi bu Allah Rasulü’nün uyarısıdır. Ancak buna sebep olacak mevzular bir hayli fazladır.
Gençliğin İslam dinine yaklaşımı
Gençler, onlara öğretilen taklidi imanın zihinlerindeki sorulara cevap veremediğini görmeye başladı. Onların bu sorularına ancak tahkik-i iman sahipleri cevap verebilirlerdi. Onların ise sayısı da bir hayli azalmış olduğu için, manevi terbiyeden yoksun kaldılar. Aslında bu tüm toplum için geçerli, sadece gençler değil. Böyle olunca da kalplerdeki manevi hastalıklar arttı. Bu artışla birlikte; cinayet, tecavüz, yetim ve devlet malı yemek, kısacası tüm zulümlere meyletme başladı.
Tüm bunların üstüne İslam adına ortaya çıkan sahtekar siyasi ve din adamlarının, adalet, liyakat gibi İslam dininin olmazsa olmazlarından temel direklerini, kökünden sökercesine hareketleri sebebiyle, dinden uzaklaştılar. Zira Allah diyerek zulüm işlediler. Allah diyerek çalıp çırptılar. Allah diyerek yetimin hakkını yediler. Allah’ın Es-Sabr isminin derinliğini bilmeyince de bilinçaltlarında din ve dini temsil eden her şey kötü ve sahtekar gibi kodlandı. Bu aslında bir plandı. Büyük bir şeytani plan.
Küresel şeytani plan ile dine yapılan saldırılar
Planın ilk aşamasında din adamları ve dini kullanan siyasiler vardı. İkinci aşamasında fütursuzca dünya nimetlerini tattırmak vardı. Allah, dünya nimetlerinden bazılarını helal, bazılarını haram kılmış, bazıları hakkında ise açık hüküm belirtmemiştir. Bu da onları şüpheli statüye koyar. Allah Rasulü harama düşmemek için şüpheli şeylere yaklaşmamayı tavsiye eder. Bu aslında dünya nimetlerini helal haram demeden tatma gafletine düşmememiz için bir uyarıdır.
Zira araba için ev için, tatil için kredi çekenler var. Faiz alanlar var. Yani dünya nimetlerini fütursuzca, haram helal demeden tadanlar. Haramı tadan insandaki nefis, öyle kolay kolay dizginlenemez. Hele bir de ona istediklerini fazla fazla verirsen, ahireti unutur, Allah’ı unutur ve bu yolun sonunda kendini ilah görecek kadar canavarlaşır azgın bir nefis.
Özetle sahtekar siyasi ve din adamları, dünya nimetlerini sınırsızca yaşama yani dünyevileşme, ahiret inancını yitirme, nefis terbiyesini ihmal etme, Allah’ın emrine gizli veya açık karşı çıkma gibi sebepler, insanları bu hale getirdi. Allah’ın emirlerine karşı gelen bir topluluk da felah bulamaz, bulamayacaktır.