Dini kıssalar rivayetlerle günümüze gelmiş bir ibret vesikalarıdır adeta. İşte o kıssalardan birisi olan günahkâr kadının sonunu size aktaralım.
Kesîr Ebu’l-Fadl’ın naklettiğine göre Mücâhid b Cebr, Allah’ın “Nerede olursanız olun ölüm sizi muhakkak yakalayacaktır, müstahkem kalelerde olsanız bile…”* âyetiyle ilgili diyor ki:
Nemrud’un Sivrisinek kıssası bilinir, peki günahkâr kadınının örümcek kıssasını bilir misiniz?
Dini kıssalar deyince, Hz. İbrahim’i mancınıkla ateşe atan zalim hükümdar olan Nemrud’un sivrisinek kıssasını birçoğumuz biliriz. Ancak tarihimiz, geçmişimiz bunun gibi nice dini kıssalarla doludur. Bunlardan biri de günahkâr kadının örümcek kıssasıdır. Bu kıssa Hilye’tül Evliya adlı eserde, şöyle anlatılır;
Sizden önceki kavimlerin birinde bir kadın vardı. Yanında da bir adam çalıştırırdı. Kadın bir kız çocuğu doğurdu. Çalışanına “Git bize bir ateş bul” dedi. Adam çıkmak için kapıya yöneldiğinde kapıda bir adamla karşılaştı. Adam hizmetçiye: “Bu kadın ne doğurdu?” diye sorunca hizmetçi: “Bir kız çocuğu doğurdu” dedi. Adam: “Bu kız yüz günah işlemeden ölmeyecek, ayrıca hizmetçisiyle evlenecek, ölümü de örümcek yüzünden olacak” dedi.
Hizmetçi kendi kendine: “Ben bu kızı yüz günah işledikten sonra ne yapayım? Onu öldüreceğim” dedi. Bir bıçak aldı, kızın karnını deşti. Arkasına bakmadan çıktı ve denizler aştı. Diğer taraftan küçük kızın karnındaki yara dikildi, tedavi edildi ve büyüyüp gelişti. Durmadan günah işliyordu. Deniz sahillerinden birine gelmişti. Oraya yerleşti ve günahlarına devam etti.
Adam bir süre dolaştıktan sonra aynı sahile geldi. Çok parası olmuştu. Oranın sakinlerinden bir kadına: “Bu şehrin en güzel kadınıyla evlenmek istiyorum” dedi. Kadın: “Şurada bu bölgenin en güzel kadını yaşıyor, ama günahkâr birisi” deyince adam “Onu bana getir” dedi.
Kadın ona gidip; “Çok zengin bir adam geldi şöyle şöyle dedi. Ben de ona şöyle şöyle dedim” deyince, günahkâr kadın “Ben günah işlemeyi terk ettim. İsterse onunla evlenirim” dedi. Adam kadınla evlendi ve çok değer verdi. Bir gün oturuyorlarken ona hikâyesini anlattı. Kadın “O küçük kız benim” dedi ve karnındaki yara izini gösterdi. Sonra “Çok günah işlerdim, yüzden az mı fazla mı ne kadar günahım oldu bilmiyorum” dedi. Adam “O bilgileri veren kişi; senin ölümünün örümcekten olacağını söylemişti” dedi. Sonra sahrada kadın için büyük bir kale inşa etti ve güzelce muhafaza altına aldı. Bir gün burada otururlarken tavanda bir örümcek gördüler.
Adam “Bak örümcek var!” dedi. Kadın “Bu mu beni öldürecek? Onu benden başkası öldürmeyecek” dedi ve onu yere düşürdü ve ayağının başparmağıyla ezdi, örümceğin zehri tırnağıyla etin arasına bulaştı. Ayağı karardı ve kadın öldü. Bunun üzerine “Nerede olursanız olun ölüm sizi muhakkak yakalayacaktır, müstahkem kalelerde olsanız bile…”* âyeti nazil oldu.
İşte bu dini kıssa bu şekilde son bulmaktadır. Bu kıssada zikredilen Nemrud’un sonu da çok ibretliktir. Onu okumak isteyen site sakinlerimiz aşağıdaki bağlantıya tıklayarak, Nemrud’un sonu adlı dini kıssayı da okuyabilirler.
Kaynak: Ebu Nuaym el-Isbehânî, Hilyetu’l-Evliya ve Tabakât’ul-Asfiyâ, Cilt: 2, 1. Baskı, İstanbul – Ocak 2015, Syf: 589 – 590
* Nisa Suresi 78. Ayet