İnsan vücudunun büyük bölümü kaplayan kıllar, görünüme katkıda bulunmanın yanısıra, vücudun ısı dengesinin korunmasında da rol oynuyor. Anne karnında ikinci aydan itibaren belirmeye başlayan kıl tomurcukları, yaş ilerledikçe çoğalıyor ve erişkin bir insanda tomurcuk sayısı 5-6 milyona ulaşıyor. Başın saçla kaplı kısmında ortalama 100.000 adet kıl tomurcuğu bulunuyor.
Erkek tipi, ya da diğer bir terimle “androjenik” saç dökülmesi, hormonal değişikliklere bağlı. Erkeklik hormonu olan testosteronun etkili şekli olan DHT (dihidrotestosteron), saç tomurcuklarının gelişimini etkileyerek kelliğe yol açıyor. DHT, 5-alfa reduktaz enzimi sayesinde testosteron hormonundan oluşuyor. Bu tür kellik, genetik olarak belirleniyor. Yani, doğduğunuzda saçımızın dökülüp dökülmeyeceği programlanmış durumda. Bazı fare türlerinde, 14. kromozomdaki bir mutasyona bağlı olarak doğuştan hiç saç bulunmuyor. İnsanlarda saç dökülme geninin 8. kromozom üzerinde olduğu düşünülüyor. Genetik nedenlerin yanısıra bazı ilaçların kullanılmas›, guatr hastalığı, cilt hastalıkları ya da vitamin eksiklikleri de saç dökülmesine yol açabiliyor. Saç boyaları, renk açıcılar ve jölelerin fazla miktarda kullanılması da saç dökülmesine yol açabiliyor. At kuyruğu ya da saç örme sırasında saçların çok gergin olması da saçlara zarar veriyor. Sık şampuanlama ve fırçalama da saçların kırılarak zarar görmesine neden olabiliyor.
Saç dökülmesini tedavi eden bir ilaç bulunuyor mu? Var olan ilaçlar yeni saç çıkarır mı?
Saç dökülmesini tam olarak tedavi eden bir ilaç mevcut değil. En sık kullanılan ilaçlar “minoxidil” ve “finasterid.” Minoxidil’in etki mekanizması kesin olarak bilinmiyor. Kıl köklerindeki damarları genişleterek kan akımını artırdığı, böylece kıl köklerini etkin hale geçirdiği düşünülüyor. Bu ilaç yeni saç çıkmasında etkili olmayıp, varolan saçların korunmasında etkili. Yapılan yeni çalışmalarda minoxidil’in, saç uzamasını tetikleyen PGHS 1 (prostaglandin endoperoxide synthase-1) adlı enzimi artırarak etkisini gösterdiği belirtiliyor. Finasterid isimli ilaçsa “5-alfa reduktaz enzimi”ni bloke ederek DHT oluşumunu engelliyor. DHT azalınca buna paralel olarak saç dökülmesi de yavaşlıyor. Finasterid, ender de olsa, cinsel istekte azalma ve diğer cinsel sorunlara yol açabiliyor. Retinoik asit, azelaik asit, emu yağı, yeşil çay, radix urticae, kabak çekirdeği yağı gibi doğal maddeler de saç dökülmesine karşı kullanılan ilaçlar arasında.
Saç nakli ve bu naklin dini boyutu
Buradaki saçlar uzadıkça, araları kapatıyor ve doğal saçlı deri oluşuyor. Bu işlem oldukça zor ve zaman alıcı. Son yıllarda saç tomurcuklarını bölerek tek tomurcuktan iki ya da üç tomurcuk elde etmek de mümkün. Saç klonlaması olarak da adlandırılan bu yöntem sayesinde çok ince ve doğal saç çizgileri oluşturulabiliyor. Hangi kişide hangi tedavinin etkili olacağını belirlemek oldukça önemli. Saç dökülmesinin nedenleri ve tedavi seçeneklerinin dermatoloji uzmanları tarafından belirlenmesi gerekiyor.
Saç nakli veya diğer adıyla saç ektirme hakkında alimler; eğer kişinin kendi bedeninden alınarak yapılırsa bu caizdir, yani izin vardır diye belirtmekteler. Ancak bu izin, hormonal hastalık sebebiyle dökülen saçlar içindir ve kişinin kendi vücudundan veya kendi başının herhangi bir yerinden alınarak yapılması şartıyla buna izin vardır. Ancak başka bir insandan alınırsa bu caiz değildir. Bir de güzellik için veya saçın modelini veya rengini değiştirmek amacıyla yapılan ekimde, insan fıtratıyla oynamadır. Bu da İslam’a göre caiz değildir. Bir diğer önemli konuda hiç saçı olmayanların peruk takmasıdır ki buna kesinlikle cevaz verilmemiş ve peruk takanlar, bizzat Peygamber efendimiz tarafından lanetlenmiştir. Bu konu ile ilgili bir hadis-i şerifte, bir kadın Peygamber efendimize (Sallallahu aleyhi ve sellem) gelir, evlendirmek istediği kızının hastalık sebebiyle saçlarının döküldüğünü, saç taktırmak istediğini söyler. Peygamberimiz izin vermez ve şöyle buyurur;
Son olarak şunu söylemek gerekir: “İslam kolaylık dinidir ancak insan fıtratıyla oynanmasına ve onu bozulmasına kesinlikle izin vermez.”
Kaynak: Tübitak yayınları, Bilim ve Teknik dergisi, Ekim 2005 sayısı, Erkek sağlığı eki, Syf: 7