Sadece Gerçek logo

Elinde liderlik yetkisi olan bir müslümanın, yapması gerekenler

Elinde liderlik yetkisi olan bir müslümanın, yapması gerekenler


Elinde yetki olan bir Müslümanın, gerçek bir islami toplum yetiştirme ve gerçek bir milli eğitim adına yapması gerekenleri yazıyorum;


* Hizaya sokacağı ilk kurum, Diyanet işleri başkanlığı olmalıdır!

*Müftü, vaiz, müezzin, imam ve Kur’an kursu hocaları… Hepsini hizaya sokarak, yapacağı özel sınavlarla çürükleri temizlemelidir.

* İlahiyat ve imam hatipler kademeli olarak kapatılmalı. İlahiyattan doçentlik ve profesörlük unvanı alanların birçoğunun unvanını, yapacak özel sınavlar ve teftişlerle gerekirse iptal ettirmelidir.

* Medrese usulünü kademeli olarak geri getirmeli ve medrese ilimlerini canlandırmalıdır. Dini ve fenni ilimleri, medreselerde bir arada verdirmelidir. Bu medreseleri, derecelerine ve verdiği eğitim düzeyine göre sınıflandırmalı ve bu medreselere seçilecek öğretim görevlilerini en ince detayına kadar araştırmalı ve medrese hocasına yakışır kişileri atamalıdır.

* Karma eğitimi, önce ilköğretimde kaldırmalı ve daha sonra aşamalı olarak bunu tüm eğitim kurumlarına yaymalı ve toplumu hazırladıktan sonra, tamamen kaldırmalıdır.

* 1945’te imzalanan ve eğitime darbe vuran Fullbright anlaşmasının iptal yollarını araştırmalı ve bu anlaşmanın geçersiz olması için elinden geleni yapmalıdır.

* Ehl-i sünnet itikadını savunan ve bu konuda donanımlı, yaşantısıyla örnek ve nefsini terbiye etmiş şahsiyetler öne çıkarılmalı ve bu münevver insanları söz ve yetki sahibi yapmalıdır.

* Mezhepsizlik ve felsefi akımların zararlarını önlemek adına çalışmalar yapılmalı, enstitüler kurulmalıdır.

* Sabetayisler, Pakraduniler, Keldaniler ve diğer tehlikeli azınlıklar hakkında, aşırıya kaçmayan ve ciddi düzeyde gereken çalışmalar ve araştırmalar yapılmalı, halk tehlikelere karşı uyarılmalıdır.

* İleri derecede ve tercüme yapabilecek derecede İbranice, Aramice, İspanyolca, Fransızca, Arapça, Farsça, İngilizce ve Latince gibi önemli dilleri bilen vatan evlatları yetiştirerek, geçmişteki kopuk dönemleri ve yanlış aksettirilen tarihi gerçekleri, gün yüzüne çıkarttırmalıdır.

Bu sayede hem tarih doğru öğrenilir, hem de dinimize ve tarihimize her fırsatta yanlış bilgiler yerleştirmeye çalışan oryantalistlerin fitneleri önlenmiş olur.

* Kütüphaneler yaygınlaşmalı, her şehirde büyük şehir kütüphaneleri kurulmalıdır. Kıraathaneler gerçek mahiyetine döndürülmeli, oyunların ve kumarın yerini kitaplar ve ilmi sohbetlerin alması için uğraşmalıdır

* Fuhuş ve fuhşa götüren her şeyin önüne geçmelidir. Dergi, gazete, televizyon ve internete karşı önlem almalı, ” Rtük ” adlı kurumda radikal değişiklikler yaparak, internet, gazete ve dergi neşriyatından da sorumlu tutulmalı ve bunun akabinde kurumda ki çürük meyvelerin ayıklamalı ve Rtük’e daha fazla yetkiler verilmelidir.

* İçki hakkında sıkı önlemler alınmalı, devlet satışına ve üretimine izin vermemeli, açık alanlarda içki içenlere caydırıcı cezalar verilmeli, bar, disko gibi yerlerin kapılarına, aşamalı olarak kilit vurulmalıdır. İçki hakkında dini hükümleri anlatan tebliğ grupları oluşturmalı ve bu grupta içkinin sağlık açısından zararlarını açıklayacak Müslüman doktorları da katarak, tebliğ yapmalı.

*Gıdalardaki Gdo’yu ve katkı maddelerini sıkı bir şekilde denetleyen ve sağlığa zararlı olan her türlü ürünün satışının yasaklanması sağlanmalı. Helal sertifikası veren, gerçekten güvenilir bir kurum kurulmalı ve verilecek sertifikalar, İslam fıkhını çok iyi bilen bir heyetin onayından geçirilerek yapılmalı. Bu kurumdaki herhangi bir aksamada veya herhangi bir rüşvet durumunda en ağır cezaları uygulamalı. İnsan sağlığına kıymet vermelidir.

* Bu düzenlemelere karşı çıkan devlet kurumlarındaki insanlara, bu reformların nedenini anlatmalı, onları güzel ve tatlı bir dille ikna etmeye çalışmalı ve bu reformların amaçlarını, halkın iyiliği, dünya ve ahiret saadetleri açısından yapıldığını, memleketin en ücra yerlerine kadar duyurmalıdır. Tüm bu gayretlere ve iyi niyete rağmen, bu reformlara karşı çıkan devlet görevlileri olursa, onları süratli bir şekilde ayıklamalı ve sistemi işler hale getirmelidir.

* Rüşvet ve torpilin önüne geçmeli, bu konuda en yakınına bile tolerans göstermemelidir. Devlet projelerindeki ihaleler denetlenmeli, liyakat esasına uyulmalı ve liyakat bulunmayan ve geçmişinde yolsuzluk yapanların ihalelere alınmamasını sağlamalıdır.

* Medeniyetler adaletle ayakta durur ve yükselir. İslam ahlakına, şeriatına sımsıkı bağlı olan ve adalet duygusu ile yaşayan insanları yetiştirmek suretiyle, hukuk alanında verilen skandal, yanlış, İslam’a ve insanlığa bile aykırı düzenleme ve kanunları en kısa zamanda ıslah yoluna gitmelidir.

* Ülke çapında yetiştireceği kalifiye hocalar ve vaizlerle adeta bir seferberlik başlatarak, tebliğ hareketi başlatmalı ve emri bil maruf nehy-i anil münker yaptırmalıdır. Bu ekiplere gerekirse pozitif ilimlerin temsilcilerini de katmalı, bilim ve dinin birlikte olduğunu topluma göstermelidir.

Bunlar belli bir düzende uygulanmaya başlamadan, kimse Osmanlı’yı beklemesin, kimse ülkede düzelme beklemesin, kimse suçların azalmasını beklemesin, kimse huzur beklemesin. Aksi takdirde kendini kandırmış ve evcilik oynamış, çocuklardan farksız bir iş yapmış olur. Bunların uygulanması ise halkın isteğine, kendine çeki düzen vermesiyle olacak şeylerdir. Başımızda adaletli kişiler bulunsa bile eğer halkta düzelme niyeti yoksa, bunların hiçbiri yapılamaz, yapılsa bile uygulanamaz.

Önce düzelmeyi toplum isteyecek ve gayret edecek, ondan sonra Allah hidayet eyleyecek ve adaletli, kudretli, merhametli kişiler başımıza lider olacak ama halk istemezse, bunların hiçbiri olmayacak.


-Arif Yağyudan

Etiketler:

Paylaş:

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore