Almanların I. Dünya Savaşı’nda öne çıkan ünlü casuslarından biridir. Hollandalı bir işadamının kızı olarak 1876 yılında doğan Mata Hari, ailesi tarafından bir rahibe okuluna gönderilmişse de 18 yaşında iken Hollanda ordusunda görev yapan Iskoçyalı bir subaya âşık olmuş ve onunla evlenerek Java Adası’na gitmiştir.
Burada gizemli Doğu Hint danslarını öğrenen genç ve güzel kadın Avrupa’ya döndükten sonra, kendisinden 20 yaş büyük olan kocasından boşanıp Paris’e yerleşmiştir. Avrupa’nın değişik şehirlerinde dans ederek büyük bir üne kavuştuğu sıralarda Almanlar tarafından casusluk eğitimine tabi tutularak yetiştirildiği bilinmektedir.
Asıl ismi Margaretha Zelle olan ve Mali dilinde “Şafağın Gözü “ anlamına gelen Mata Hari ismini kullanan genç kadın. Fransız, ingiliz ve Rus subaylarının gözdesi olarak bir çok gizli belgeye ulaşmış ve bunları büyük ustalıkla Almanlara bildirmiştir. Daha sonra kendisinden şüphelenen Fransızlar ona işbirliği teklif etmişler, Mata Hari bunu kabul etmiş göründüğü halde, ilişki kurduğu altı Fransız ajanı Almanlar tarafından 15 gün içinde öldürülmüştür.
Bunun üzerine hemen mahkemeye sevkedilen ve yargılanan Mata Hari hakkında yeterli delil toplanamadığı halde idama mahkum edilmiştir. Dünya casusluk tarihinin en önemli simalarından biri olarak büyük üne kavuşan Mata Hari, 15 Ekim 1917 tarihinde, şafak vakti, infaz için bir ormana götürülürken bile, Fransızların kendisini öldürerek bir şey kazanamayacağını söylemiştir.
Korkusuz bir tavır sergilediği, hatta gözlerini bağlatmadığı bilinmektedir. Onun, kendisini kurşuna dizen 15 Fransız askerinden sadece birinin kurşunuyla ölmüş olduğu da belgelenmiştir. Diğer 14 askerin kurşunlan Mata Hari’yi hedef almamış görünmektedir.
Kaynak: Ahmet Efe, Nasıl Öldürüldüler, Alperen Yayınları, syf:168