Sadece Gerçek logo

Osmanlı İmparatorluğu’nda Şeyhülislamların Önemi ve Protokoldeki Yeri

Osmanlı İmparatorluğu'nda Şeyhülislamların Önemi ve Protokoldeki Yeri
Diyanet İşleri Başkanı’nın protokolde 52. sıradaki yeri tartışılıyor. Osmanlı döneminde şeyhülislam protokolde 2. sıradaydı. Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, Atatürk döneminde protokolde 3. sırada bulunan Diyanet İşleri Başkanı’nın şimdi 52. sırada olduğunu anımsatarak, bu yanlışın telafi edilmesi gerektiğini söyledi. Osmanlı döneminde şeyhülislamlar protokolde 2. sıradaydılar. Padişah hocası olup olmamalarına göre zaman zaman da 1. sırada yer alırlardı.

Ebussuud Efendi (1490 - 1574)
Ebussuud Efendi (1490 – 1574) Fotoğraf Kaynağı: DED

Fetva makamı

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk yıllarında ilmiye sınıfı içindeki en büyük memuriyet kazaskerlikti. İkinci Murad döneminde müftü diye adlandırılan şeyhülislâmlık makamı ortaya çıktı. Fatih Kanunnamesi’nde şeyhülislâmlık bütün ulemanın reisi ve bütün müderrisler, yani üniversite hocaları arasında en büyük mevki olarak zikredilir.



Şeyhülislamlık Kanuni devrinde Ebussuud Efendi’yle birlikte zirveye çıktı. Osmanlı İmparatorluğu’nda dinî meseleleri yürütmekle görevli en üst düzey devlet görevlisi oldu. Ebussuud Efendi’den itibaren şeyhülislamlar, kadı ve müderrislerin tayinlerinde yetkili oldular.

Yargılama işlerini Rumeli ve Anadolu kazaskerleri yaparlarken, şeyhülislâmlar dini konular hakkında halkın sorduğu soruları cevaplarlardı. Fetva bir meselenin dini-hukuki durumuna açıklık getirirdi. Müftülerin verdiği fetva bir bakıma, Kur’an ve Peygamber’in sünnetinde yer alan dini bir hükmün açıklanması ve kapsamının belirlenmesidir. Dini bir konudaki görüş olan, fetva hükümyerine geçmez. Bir konuda kesin kararı, yani hükmü ise kadı verirdi. Fetva yetkili bir müftüden alınabileceği gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda en büyük dini yetkili olan şeyhülislâmdan da alınabilirdi.Müftüler verdikleri fetvalarında genellikle kaynak gösterirlerdi. Şeyhülislâmlar ise istisnai durumlar dışında kaynak göstermek mecburiyetinde değillerdi.

Halk, aklına gelen her konuyu İstanbul’da şeyhülislâma, taşrada da müftülere sorardı. Kanuni Sultan Süleyman’ın meşhur şeyhülislâmı Ebussuud Efendi, bir gün sabah namazından ikindi namazına kadar, adamlarıyla birlikte ne kadar fetva yazdıklarını hesapladığında, ortaya 1413 rakamı çıkmıştı. En ilginç fetva yöntemi Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde 23 yıl şeyhülislâmlık yapan Zenbilli Ali Efendi’ye aitti. Şeyhülislâm Ali Efendi, fetva isteyenlerin sorularını yazdıkları kâğıtları koyabilmeleri için evinin penceresinden devamlı olarak bir zembil denilen bir sepet sarkıtırdı. Soruları sepete koyanlar, cevaplarını da zembilin içerisinden alırlardı. Şeyhülislâm bu alışkanlığından dolayı, halk tarafından “Zembilli Müftü” olarak adlandırılmıştı.

Padişahlara kafa tutan şeyhülislamlar

Osmanlı İmparatorluğu’nda herhangi bir devlete savaş açılacağı zaman şeyhülislâmdan fetva alınırdı. Padişahlar yaptıkları işlere dini bir meşruiyet kazandırmak için mutlaka şeyhülislamdan fetva almaya çalışırlardı. Eğer şeyhülislâm zayıf kişilikli biri olursa sultanın istediği her konuda fetva verirdi. Tam tersine sağlam iradeli olanlar da padişahların yanlış yapmalarını engellerlerdi. Şeyhülislâm Zembilli Ali Efendi, Yavuz Sultan Selim gibi sertliğiyle meşhur bir padişahın haksız yere birçok kişiyi öldürtmesini defalarca önlemişti.

Osmanlı döneminde şeyhülislam veziriazamdan sonra protokolde ikinci sıradaydı. Törenlerde veziriazam, kazasker gibi görevliler etek öperken şeyhülislam ise padişahın önünde eğilir ve elini öperdi. Şeyhülislam padişah hocası ise protokolde veziriazamın önüne geçer ve 1. sırada olurdu.



İkinci Mahmud döneminde askeri sistemdeki değişim ve dönüşüm süreci seraskerliğin statüsünü ve önemini artırdı. 1836’daki teşrifat, yani protokol düzenlemesiyle serasker, protokol bakımından şeyhülislam ve sadrazamla denk hale geldi. 19. yüzyılın ortalarından itibaren devlet teşkilatının yeniden düzenlenmesinden sonra şeyhülislamlar Meclis-i Vükela, yani Bakanlar Kurulu üyesi oldular.

29 yıl görev yapan şeyhülislamlar

Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun 8 yıl görev yaptığı, bu sürenin uzun olduğunu söyleyenler oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün kurumlarının saat nizamı içerisinde işlediği dönemde şeyhülislamlar kayd-ı hayat şartıyla, yani ölene kadar görevde kalırlardı. İstifa edenler haricinde ilk 19 şeyhülislam ömür boyu görev yapmışlardı. İlk defa azledilen şeyhülislam 1587-1589 yılları arasında yaklaşık iki sene görev yapan Müeyyedzâde Abdülkadir Şeyhi Efendi’dir. Beylerbeyi Vak’ası adı verilen isyan sırasında 2 Nisan 1589’da diğer devlet adamlarıyla birlikte azledilmişti.

Osmanlı İmparatorluğu’nda 131 şeyhülislâm görev yaptı. Osmanlı tarihinde en uzun süre görev yapan şeyhülislâm 29 yılla Kanuni ve İkinci Selim dönemlerinin şeyhülislâmı Ebussuud Efendi’dir.İkinci Murad ve Fatih dönemi şeyhülislamı Molla Fahreddin Acemi 24, Zembilli Ali Efendi ise 23 yıl görev yapmıştı. En kısa süre görev yapan şeyhülislam ise 5 Mart 1656’da bir isyan sırasında şeyhülislamlığa tayin olunan ve sadece 13 saat görevde kalan Memekzâde Mustafa Efendi’dir.

Erhan Afyoncu
(Bugün, 14.11.2010)

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore