Sadece Gerçek logo

Reenkarnasyon (tenasüh) nedir?

Reenkarnasyon (tenasüh) nedir

Tenasüh: Bir şeyin diğerini takip ederek yok etmesi ve bir şeyin dolaşarak diğerinin yerini alması. Tenasüh ölen insanların ruhunun bir hayvan ya da bir insan bedenine girmesi, demektir. Batı dillerinde bunun karşılığı, “Reincarnation ve Tranmigratton” dur.

Tenasühe inananlara da “Tenasuhiyye” denilir. Tenasüh inancı, Hindistan’da Hinduizm’den doğmuş ve buradan Hint Adaları, Tibet, Çin, Kore, Japonya, ve eski Yunan’a yayılmıştır. Bu inanç, Hinduizm (Brahmanizm) ile beraber, Budizm, Taoizm, Caynizm, Maniheizm gibi Asya’nın eski dinlerinde de görülür.

Tenasüh ilk nerede görülür?

Tenasüh’ün en eski yazılı kaynağı, Hinduizm’in kutsal metinleri olan Upanişad’lardır (M.Ö. 7-6 yy). Tenasüh inancında manevi mükâfat ya da ceza, yaptığı kötülük veya iyiliklerin karşılığı olarak ruhunun bir hayvan veya bir insan cesedine girerek alçalması ya da yükselmesidir. Hinduizm’de ruhların bir bedenden diğer bedene göçüne “Samsara” adı verilir. Hindulara göre bir insanın ruh göçünün başlangıcı belli değildir. Ruh, daha önce bir bedendeki durumuna göre bir hayvan veya bir İnsan veya bir tanrı olarak dünyaya gelebilir. Hindulara göre, tenasüh yalnızca insana mahsus değildir. Tanrılar da ölür ve yeniden başka bir kalıpta doğabilir.

Tenasüh inancı Hinduizm’in esasıdır. Ruhunun kalıptan kalıba dolaşması insanı kemâle erdirebilir. İnsan ruhu, hayvan veya beşer bedenlerine girerek pek çok sayıda varoluşlar yaşadıktan sonra saflaşırsa bu dünyadan giderek saadete ulaşır ve yaratıcı tanrı olan Brahma’ya ulaşabilir. Veya Hinduizm’in bazı kollarına göre kâinatın ruhuna karışır. Budizm’e göre, bir ruh intikali en küçük böcekten İnsana varıncaya kadar bütün canlılara şamil olur. Kurtuluş (Nirvana), insan varlığı safhasında ruhun bütün arzularını yenerek dünya ile alakasını kesince meydana gelir.Tenasuh inancı, eski Yunan’da M.Ö. 6. asırda ortaya çıkan Orfizm (Orfik dini) mezhebinde de görülür. Tenasüh fikri M.Ö 6. asırda yaşamış Pythagoras (M.Ö. 580-500) ve Eflâtun (M.Ö.427-347) tarafından da benimsenmiş ve geliştirilmiştir. Tenasüh inancı, Kelt ve İskandinav dinlerinde ve Yahudiliğin bazı batınî mezheblerinde de görülür. İslam dünyasında da;

1-Gulât-Şia

2- Mutezile’den Ahmed b. Hâbit, Ahmed b. Eyyûb, Ahmet b. Muhammed el-Kahtî gibi sapık kişilerde tenasüh inancını eski Yunan’dan alıp kabul etmişlerdir

3- Meşhur Abbasî komutanı Ebû Müslim el-Horasanînin de tenasühe inandığı rivayet edilir (el-Bağdadi, a.g.e., 273, 276; Şehristânî, el-Milel ve’n-Nihal, Kum 1394, 61-62).

4- Karmatiler,

5- Batınîlerin bir kısmı,

6- Nusayriyye,

7-Dürzîler de tenasühe inanırlar.

 
Nepal’de Bodnat Stupa’da Manastırın balkonundaki yeniden doğuşun simgesi geyikler
Nepal’de Bodnat Stupa’da Manastırın balkonundaki yeniden doğuşun simgesi geyikler

Tenasüh inancı batıldır ve küfürdür.

Genellikle Tenasüh ehli cismanî meâdi ve ba’si inkâr ederler. Tenasühe inanmak imanla ve özellikle ahiret inancı ile bağdaşmaz. Bir insan bu dünyada yaptıklarından sorumludur. Sorumlulukta ruhun bedeninin de payı vardır. Her bir insan bedeninin bir ruhu ve bir ruhunda tek bir bedeni vardır. Bir insanın ruhu sadece kendisine mahsus bedenini ve nefsini idare edip yönlendirir. Ruh sadece kendisine mahsus tek bir beden ve bedenin canı (nefsi) ile iyi vasıflar (kemâlât) veya kötü vasıflar kazanır.

Tenasüh inancı İslam dininde yoktur

Tenasühe inanılmakla tek bir insan ayrı ayrı pek çok sayıda hayvan ve insan olarak kabul edilmiş olunur ki bu da muhaldir. Bu inanca göre bir insan ruhunun yüzlerce bedeni olmuş olur. Halbuki ahirette her bir insanın bedeni diriltilecek ve ruhu buna iade edilecektir. Meselâ bir İnsan ruhu 100 tane insan cesedine girmiş olsa, gerçekte bu cesetlerin tek bir ruhu bulunur, diğerleri ruhsuz kalmış oldukları için diriltilmez. Hepsi diriltilse, biri ruhlu olarak diğerleri ruhsuz olarak diriltilmiş olur. Ruhsuz beden ise insan değildir. İnsan kendisine ait ruhuyla insandır.

Tenasüh inancına göre bir İnsanın bedeni dünyada iken yüzlerce defa diriltilmiş sayılır. Halbuki ayrı ayrı insanların bedenleri hiçbirisi eksik bırakılmaksızın ahirette diriltilecek ve ruhları bunlara iade olunacaktır. Ahirette İnsan bedenlerinin aynen dünyadakilerinin tam benzeri olarak diriltilmiş ve ruhları bunlara iade edilmesi gerçeği, ruhun beden ve nefsiyle beraber tekliğine delildir. Halbuki bir insanın bedeni, dünyada hücrelerinin yenilenmesiyle değişse de yine aynı o insanın ruhuna aid beden olarak kalacak, öldükten sonra âhirette ilm-i ilahîde bütün özellikleriyle mahfuz planına göre (DNA=Deoksiribonükleik asidine göre) bu beden aynen iade edilecektir.

Cesetlerin de sorumluluktan payı olduğu için bunun planı olan DNA’sı dağılmış bile olsa, Allah bunu aynen İade edecek ve bundan eski bedeni aynen yaratacaktır Ahirette hiç bir kimse, “İade edilen bu beden benim bedenim değildir, veya o suçu işleyen falan kimse ve bedenidir” diyerek imanla bağdaşmayan bir söz söylemeyecektir. Hayvanlarda can (nefs) vardır ve nefsi natıka denilen insanî ruh yoktur. İnsan ruhu, bir hayvan bedenine nakledilmek şöyle dursun, başka bir insanın bedenine de nakledilemez. Hatta ileride bir insanın beynini başka bir insanın kafatasına nakletmek mümkün olsa, ruhunu nakletmek imkansızdır. Ayrıca tenasüh inancı, ruhların ezeli olduğunu kabul etmek gibi bir yanlışlığa götürür. İnsanlar ölünce iyi kimselerin ruhları illiyîn’e kötü kimselerin ruhları ise Siccîn’e gidecektir. Tenasühün batıl olduğuna kat’î olarak delalet eden naklî delillerden birisi de su ayetlerdir:

” Nihayet her birine ölüm geldiği vakit diyecek ki: ‘Rabbim! Döndür, döndür beni döndür! ” Belki ben, o bıraktığımda salih bir amel işlerim’. Hayır, hayır! O bir kelimedir ki onu o söyler, ötelerinden ise bir berzah vardır, tâ ba’solunacakları güne kadar! ” (el-Mü’minûn. 23/99-100), Bu manada bir çok âyeti kerime vardır.

Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 6/376-377.

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore