Kozmik ölçülere göre dünyada teknik olarak, ölçülebilen en büyük enerji merkezlerinden birincisi Kabe merkezli haremeyn bölgesi bir ikincisi de ”Kafkasya” bölgesidir. Buralardaki enerji yoğunluğu yüksektir. Kabe’nin kutsal olmasında bir sebep de zemzem suyunun özelliği ve oradaki toprağın yapısının ve şeklinin farklılığı olsa gerek. Topraktan çıkan zemzem suyu temizlenmiş olarak oranın muhafazasını sağlar. İnsanlar için şifa olur. Radyoaktif olan bu su müspet yani protonları yüksek bir sudur. Toprak da su gibi temizleyicidir. Mistik inançta toprağın temizleyici olduğunun kabul edilmesi de bu sebepledir.
Zemzem kuyusundan dik bir çizgi çizilirse, dünyanın öbür yüzündeki en derin çukur olan Grina çukuruna isabet edilir. Eskiden denizin derinliklerinde canlı olmadığına inanılırken şimdi sayısı ve çeşidi tespit edilemeyen canlılar bulunmuştur. Yani, Grina çukurunda da bir sürü canlı yaşadığı tespit edilmiştir. Suyun olduğu her yerde hayat vardır ama hayat sahiplerinin boyutları farklıdır. Su mucizedir ve hayattır.
Kafkasya’da ve enerji yoğun merkezlerindeki yeraltı sularında yapılan ölçümlerde müspet enerji ve yoğun canlılar tespit edilmiş, ekolojik çevre ve toprak yapısında da yüksek enerjili birtakım müspet madenler, tozlar ve tuzlar olduğu tespit edilmiştir. Hatta bölgede bu tespit edilenler, dünyanın akışını etkileyebilecek seviyede olup proje bazında ”know-how”(bilgi) teknolojisi ile insanlığın hizmetine vakti geldiğinde sunulabilmek için çalışmalar devam etmektedir.
Dünya üzerindeki enerji hatlarının -ley hatları- geçtiği olan olağanüstü hadiselere dikkat çekmiş olmanın zamanı gelmiş olsa gerektir. Bunun dışında dünyanın belli merkezlerinde enerji yoğunluğu yüksek bölgeler mevcut olup konumuzla ilgisi bulunmadığından bu kadarla anlatılmıştır. Enerji yoğunluğu farklı bölgelerde günümüzde bazı olağanüstü hadiselerin zuhur edip ortaya çıkması da o yerin enerji potansiyeliyle bağlantılıdır. Somut bir örnek olarak Hz.Musa A.s’ın Kızıldeniz’i yarması verilebilir ki orada da büyük enerji yoğunluğu bulunur.